1936 İspanya İç Savaşından diri çıktım.
Önümde bir matara su ve filtresiz sigara…
Birtakım yaralar açılmadı değil.
İstanbul’a yolum düşer oldu.
Tarifler şu tepenin ardını aşar olmuş, sonradan öğrendim.
Şehirler,insanlar,teknoloji büyümüş bir ben yalnız sıkılmış, sıkışmışım.
Sonradan öğrettiklerin gibi, sonradan öğrendim ama yine de…
Yine de arkadaşlar iyidir.
Su verir,ekmek verir,tütün verir en önemlisi de yatak verir.
Hani serilesi bir şey olsa yüreğimden başka, sersem demode olur.
Düşündüm demode ne ki?
Mesela kitap demode mi ?
Beklemek…
Kaçınmak…
Kaybolmak…
Hayâl?
Neresinden bakarsan öyle işte…
Aklımda bir şiir özlemi…
Kırıntılarım kalsın isterim.
Kalabilmek ne ki ?
Sonbahar dökerken tüm kırıntılarını…
İçime düşen bir parça…
Lime lime jülyen doğransam da yine de parça…
Parçalanmak ne ki, varken paramparça ?
Ne ki insan kalmak için biçilen…
Kaç parça ?