şehrim hüzün, zihnim depresan dolu
her boş anımda kendime soruyorum, niçin?
evcil hayvanlar? pazar kahvaltıları? akşam çayları?
daha da boş olsun diye tiyatro salonları
her boş anımda kendimi kesiyorum
kendime karşı haksızım, kendime karşı doluyum
başarısızlıklarıma övünürken
güney cepheli bi evde
yanlış kararlarla saçlarımın kenarlarını açmakla meşgulüm
güneş battığında kendime acıma seanslarıma başlıyorum
tabi ki ücrete tabi, alkol, sigara, uyuşturucu
gün sonunda kendimi küçük odada buluyorum
apartman boşluğuna bakıp, rutubetle uyuyorum
sen boşuna çabalama, bu benim ederim
perdeleri açayım da güneş görsün dertlerim
belli periyotlarla kapındayım
sana eskisi gibi bakmayan kan çanağı gözlerimi
komşularını uyandırmayayım diye içeri aldığını farkındayım
maazallah ev sahibin kızar, hayat sana da biraz zor
çünkü giriş katta oturuyosun ve adresin ezberimde
açmasan da olur, yeter ki bana bi şeyler söyle
eski günlerden, sen gülmeyi önermezken