Savrulmak değil, süzülmek istiyorum.
70’ime gelince çiçekli bir balkondayım.
Orayı ben yaptım.
”Müzyyen Senar” çalıyor arkada.
Mahalleye dinletiyorum.
Bilge bir dedeyim sözde…
Torunum olmasa da bütün mahalle benim torunum.
Yanımda bir sandalye var.
O boş kalsın istemiyorum.
Seninle dolu olsun.
O senin olsun.
Sen orada öylece dur.
Cebimde bir kitap, rakı yok artık.
Uslanıyorum.
Törpülüyorsun beni.
Hoşuma gidiyor.
Sigara da yakmıyorum,bıraktım o zaman…
Bu matem günlerinden bahis açacak oluyorum,
Gülümsüyoruz kocaman .
Sen rakı koyuyorsun,
Ben şiir okuyorum.
Mesela :
*Yer çekimli karanfil
*Güneş Topla benim için
*Üvercinka
Sen gülüp,
Bana ”Şahsiyet Rötarı” diyorsun.
Tomris’e sövüyorsun.
Gülüyoruz fena mı ?
Sabahları uyanınca
Yanımda,yakınımda uyanacağını
Bildiğim hâlde,
sırf öyle olduğu için
Özlüyorum seni.
Senden önce uyanıp yataktan sıyrılıp
çayı koyuyorum.
Ya uyuyorsun ya da benim seni uyandırıyor oluşum hoşuna gidiyor.
Küçük küçük öpüyorum seni.
Sabahları uyanınca beni görüp bir atağı yarıda bırakıyorsun.
Kocaman oluyorum.
İçim sen dışım sen…
Lokman Hekim diyorum, sana bakıp :
”ölümsüzlüğü yanlış yerde arıyor.”
Ölsem sana üzülürüm diyorum.
sen olmasan,
Yoksa benim 70’imi görmem…
Olur mu öyle şey hiç?