sen çok düşünen biri değildin
hayatı çabuk kabullenmiştin
bense kendime acırken
hatırladığım kadarıyla, mecidiyeköy’deydim
gizlenmesine ihtiyaç duyulmayan yalanlar söylüyorduk
ama birbirimize değil, kendimize
önsözlerini geçerek kitaplar okuyorduk
ama birbirimize değil, sessizce
tahminimce susmayı da böyle öğrenmiştik
kpss’den 90 alan öğretmenlerce
yine de senden cevaplar bekliyordum
bozamadığın ezberlerimle
seni kivi soymaya benzetecek olursam eğer
kendimi de üstüne basılmaktan saçaklanmış
greyder botlarının bağcıklarına benzetmem gerekir
bu şekilde beni giymen de biraz sabır gerektirir
böyle bi benzetmeye ruhen hazır değilim
bi kış daha dayanabilirim
akşamlar birbirine benzemeye başlamışken
ben günde iki öğün yiyordum
yeri gelirse, biraz da gülüyordum
akrabalarım tarafından babama benzetilirken
küçük çaplı sinir krizleri geçiriyordum
neydi o günler mecidiyeköy’de
