08.12.2020 / İzmir / P.S.23
Sevgili Nilgün
Bekliyor gözlerim, yas yağmurlarını
Yolculuk nereye?
Bir sonra ki ben nereye taşıyacak toprakta yeni doğmuş köklerini?
Bir önceki seni geçiyorum, ilkini öpememiştim
Bir sonraki seni öpüyorum mektupla, ıslaklığı dudaklarının mürekkep kâğıtta kuruncaya zamanı
İşte o kadar!
Pencere hayali, yemyeşil ağaçlar gri gökyüzü ve kozalaklar
Hayali düşüyor ve sepeti topluyorum
Taşıyorum mesafe kadar, kadar yoruluyorum
Gözünde canlanan şu durumdan bir uzaklaş ve uzaktan bir bak
Ne kadar oradaysan, o kadar yanındayım!
…
Dünya hala kötüye gidiyor Nilgün. Bizler kötüye alıştıkça çürüyenler haline gelişiyoruz. Herkes her şeyi biliyor. Bilmiyormuş gibi, herkes bir şeyler anlatıyor onlara inanmamı istiyor. İnanıyormuşum gibi… Bu paralel zaman, doğum günü çocuğu gibi üfledi güneşi ve kesti başka boyutu tam alnından, bundan… “An” denilen yok artık. Geçmiş ve gelecek denli, iki cevaplı bir soru haline büründü zaman. Bundan… “Böyle düşüş görmemiştim ölgün ve kırık çakılmış kalmıştım / gelecek zamanlı düşler çatıyordum kapladığım şuncacık yerde; / bu ölçümsüz yeryüzünde…”
Sevgilerimle
Mert Kişot